Onarım Çağı

Durukan Dudu

Atölye İçeriği

Onarım Çağı nedir? Neden böyle bir paradigma değişimi içindeyiz, nasıl bir dönüşüm bu? Onarıcı Tarım nasıl bir kaldıraç, neden bu kadar önemli? Temel değerleri neler olabilir? Karmaşıklık içinde kaosla dans etme, insan olarak “oldurma ve izin verme” becerilerimizi barıştırıp kol kola girmelerini nasıl sağlayabiliriz? Ne yapabiliriz, ne olabiliriz? Tüm bu sorular üzerine, Onarım Çağı’nda ben ve bize dair masayı kurup uzun sürecek bir muhabbete oturuyoruz. Bilinmezliklerle dolu, kaosun galebe çaldığı, zor zamanlardan geçiyoruz. Her zorun içinde olduğu gibi büyük dönüşüm, derin öğrenme ve “yeni”yi kurma potansiyeli taşıyan zamanlar… Üstelik bu çağ, yaşadığımız üçlü krizle (ekolojik/iklim, ekonomik, toplumsal) taçlanıyor. Zamanla yarışıyoruz, köklü ve geniş bir dönüşümü gerçekleştirmeyi erteleme, inkar etme, bastırma lüksümüz yok. Bütün bunları sadece “biz”e dair alanlarda değil, birebir “ben” yaşamlarımızda da derinden hissediyoruz. Birileri ve bir şeyler değil sarsılarak dönüşen, her birimiz ve hepimiziz.
Nasıl hayırlar çıkarabiliriz bu karmaşık ve kaotik dönemden? Doğayla ilişkimizin (ve ona etkimizin) son derece somut bir yansıması olan tarımı, sadece yöntemler/araçlar çantasıyla değil, bunun ötesine geçen derin modeller ve anlayışlarla kökten dönüştüren “Onarıcı Tarım” kaldıracıyla “Onarım Çağı”na yürüyoruz.

1985, İstanbul doğumlu Durukan Dudu, 16 yaşından beri kırsala -yani medeniyete- dair yeni tahayyüllere kafa yoruyor. 2005′te kurduğu Ormanevi Kolektifi fikriyle, 2012 yılında kırsala göçerek denemelerine başladı. Yeşil Gazete’nin kurucularından olan Dudu, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünün ardından İsveç’te SLU'da “Kırsal Kalkınma” ve “Çevre İletişimi ve Yönetimi” bölümlerinde yüksek lisans yaptı. Yüksek lisans tezlerini İsveç’in Jamtland bölgesindeki yerel ekonomi hareketleri ve mera alanlarının Bütüncül Yönetim çerçevesinde kolektif kullanımı üzerine yazdı. İklim krizine karşı Türkiye ve Avrupa’da gençlik hareketleriyle çalışmaya başladığı bu süreçte (2008-2010) aynı zamanda “bütüncül yönetim” ile tanıştı. Ardından “onarıcı tarım” kavram ve uygulamalarının küresel düzlemde yeni yeni toparlandığı süreçte küresel camianın aktif bir üyesi oldu. Türkiye’ye döndükten sonra farklı STK’larda koordinatörlük ve başlatıcılık görevlerinden sonra, kırsala geçişini de takiben Anadolu Meraları’nın eş kurucusu oldu. Blues müzik ve doğa sporlarını seven Dudu, 2017’den beri Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) başta olmak üzere uluslararası kurumların projelerine, özel sektöre ve çiftçilere, yurtiçi ve yurtdışında onarıcı tarım danışmanlığı veriyor. Bugüne dek Türkiye dışında Özbekistan, Moğolistan ve Afganistan’da projeler için uluslararası danışman olarak yer aldı ve özel sektör için İsveç, ABD ve Mısır ile çalıştı. Onarıcı tarım konusunda öncü sosyal girişimler, “insanların güzelliklerini açığa çıkarıp ifade etmelerini sağlayacak” araçlar ve hatta gıda modelleri geliştirmeyi seviyor. 2017'de Ashoka Fellow'u seçildi. 2020'de onarıcı girişimlere bireysel yatırımcılık yapmaya başladı. Bütüncül Yönetim Eğitimi’ni ilk olarak ABD Colorado’da, Haziran 2013’te Savory Enstitüsü tarafından düzenlenen “Hub Leaders Boot Camp”te, Allan Savory’den aldı. Nisan 2014’te İspanya’da düzenlenen özel eğitimi bitirerek Savory Enstitüsü sertifikalı eğitmeni oldu. 2016’dan beri Savory Enstitüsü’nün “Arazi Uzmanı” seviyesi akreditasyona sahip olan Dudu, 2019’dan beri Savory Enstitüsü’nün Danışman Kurulu’nda. Savory Enstitüsü’nün uluslararası proje ve eğitimlerinde, eğitmen ve uygulayıcı olarak yer alıyor. 2020’nin son çeyreğinde, İsveç’teki Kuzey Gözesi’yle Anadolu Meraları’nın ortak projelerini oturtmak için yılın bir kısmını İsveç’te geçirmeye başladı. Türkiye’deki çalışmaları, Anadolu Meraları eş kuruculuğu ve liderliği (ve eğitmenliği), SafiMera eş kuruculuğu ve gıda-ekoloji-tarım üçgenindeki yeni sosyal girişimlerinin yanı sıra ücretsiz yaptığı sivil toplum danışmanlıklarıyla devam ediyor. Yenilikçilik, progresif fikir ve girişimleri kaynak olmadan başlatmak, alan açmak ve ekip mobilizasyonu konularda iyi olduğunu söyleyen Dudu, açtığı alandan çekilme sanatını da öğreniyor. "Kabilenin avcısıyım, mutfağın etrafında fazla dolanmamayı keyifle deneyimliyorum. Oldurmaya çalışma itki ve becerimi, izin verme becerisini öğrenerek bununla harmanlamaya, bu sayede “muktedir eyleme” zanaatine kavuşmaya çalışıyorum." diyerek sözlerini tamamlıyor.

Atölye İçeriği

1
Abonelere özel

Neden Onarım Zamanı?

İklim değişikliği, doğayı koruma, ekosistemde kalıcı tahribatların etkisi, sürdürülebilirlik kavramı ve sosyal krizlerle ilgili bir sohbetle başlıyoruz. Ekosistemleri, içinde bulunduğu bu çöküntüden neden kurtarmamız gerektiğini şu anda hepimiz biliyoruz. Durumun ciddiyetini herkesin bildiğini düşündüğümüz noktadan hareketle, bugün artık korumayı değil onarmayı konuşma zamanı. 1980'lerden itibaren sürdürülebilir kaynak konusu literatürümüze girdi ve 2000'li yıllara damgasını vurdu. Ancak onarım çağından bahsederken, sürdürülebilirlik treninin kaçtığını, artık olanı olduğu gibi korumak değil, kaybolmuş olanı geri getirmenin gerektiği bilinciyle neler yapılabilir, bunları konuşmamız gerekiyor.
2
Abonelere özel

Onarıcı Tarım Nedir?

Onarım çağının en güçlü kaldıracı olan Onarıcı Tarım çok yeni bir kavram. Bu kavramın 1.boyutunu; "Teknik boyutta olması gereken kriterleri karşılayan ve bu kriterleri karşılamak için araziyi nasıl yöneteceğimiz, gıdayı nasıl üreteceğimiz konusunda somut süreçler, yöntemler ve protokoller belirleyen bir araç çantası" olarak tanımlayan Dudu, 2.boyutu "Toplumsal hareket" , 3.boyutu ise "Paradigma değişimi" olarak tanımlıyor. Detayları merak ediyor musunuz?
3
Abonelere özel

Onarım Çağı’nda Ben

Haklar ve Sorumluluklar konusu çok temel bir yerinde bu kavramın. "Ben neyi hak ediyorum?" yerine "Benim sorumluluğum nedir?" demek gerekiyor artık. Varoluşsal bir tatmin mümkün belki bu yolla. Kendimi ve etrafımı güzelleştirmek için buradayım, bu hayattayım demek seni nasıl hissettiriyor? Çuvaldızı kendimize de batıralım ama elbette suçlamadan, suçlanmadan.
4
Abonelere özel

Onarım Çağı’nda Biz

Onarım çağı'nda Homo Sapiensler olarak biz nasıl davranmalıyız? Uzmanlık var mıdır bu yeni sistemde? Bu yeni çağda insanlar nasıl bir araya geliyor? Bir yandan Ben olmayı korumanın ve aynı zamanda Biz olabilmenin yolu nedir?
5
Abonelere özel

Doğa ve İnsan

İnsan, bu dünyada var olduğundan beri, kendisine besin, koruma, bereket sunan bir ana olarak gördüğü Doğaya; sevgi, saygı ve aynı zamanda korku hissetmiştir. Şimdi, Onarım çağında, İnsan kendinde hiç bir hak görmediği, obsesif bir halden çıkıp, ekosistemin bütünde neye ihtiyacının olduğuna odaklanmalıdır.
6
Abonelere özel

Girişimcilik

Hayatının sorumluluğunu almak ve bunu sadece konuşarak değil, eylemlerinle yapmak. Onarım çağında Girişimcilik dediğimizde, bunun bildiğimiz anlamda Girişimcilik anlayışından farkı nedir?
7
Abonelere özel

Kaosla Dans

Onarım çağında, içinde bulunduğumuz çağın karmaşık olduğunu kabul etmek ve ona göre tavır almamız gerekiyor. Bugüne kadar cendere ve tahakkümle yaklaştığımız doğa, kendini yeniden örgütlüyor ve daha da karmaşık hale geliyor. Kaosun içinde barınan sonsuz bereketten faydalanma zamanı. Belirsizlik ve kaostan beslenen sistemler, anti kırılgan sistemler yaratma ve Kaosla dans zamanı.

Üye Ol

Eğer tüm içeriklere ulaşmak ve atölyelerin tamamını izlemek istiyorsanız, üye olabilirsiniz.

Parola sıfırla