Mesnevi Okumaları

Ali Canip Olgunlu

Atölye İçeriği

Ali Canip Olgunlu ile 2 ana koldan ilerliyoruz. Bir kol Tasavvuf iken diğer kol Mitoloji.
Mitoloji sohbetleri Ana Tanrıça’dan Mevlana’ya atölye başlığı altında devam ederken, Tasavvuf sohbetlerimizi Mesnevi Okumaları atölye başlığında topladık. Mesnevi’ye 4 bölüm ayırdığımız Önsözlerle başlıyor ve 18 beyitle devam ediyoruz. Uzun ve derin bir yolculuğa davetlisiniz. Merhaba.

Anadolu Aşığı, Araştırmacı, Yazar Ali Canip Olgunlu 1967 yılında Kars'ta dünyaya gelmiştir. Mimar Sinan Üniversitesi Türkoloji bölümünden mezun olmuş, Anadolu medeniyetleri, kültürü ve tasavvuf üzerinde odaklanarak yaptığı çalışmalar ile tanınmıştır. 1989 yılından bu yana Anadolu'nun evrensel değerleri üzerine inceleme ve araştırmalar yürüten Ali Canip Olgunlu, bulgu ve deneyimlerini çeşitli seminer programları ve konferanslar ile paylaşmaktadır. Temel ilgi alanı tasavvuf öğretisi olan Olgunlu, çeşitli kültür merkezlerinde bu konu üzerine seminerler vermektedir. Yaklaşık yirmi yıldan günümüze kadar Anadolu kültür tarihi ile ilgili yaptığı çalışmaları beş ayrı kitap üzerinden yayımlanmıştır. Yazarın ilk kitabı, 2001 yılında çıkan "Motif Motif Anadolu" olmuştur. "Dinler Tarihi" konu başlığı adı altında da dizi seminerler vermekte olan Ali Canip Olgunlu'nun, başlıca kitapları arasında; Ana Tanrıça'dan Mevlana'ya, Ayasofya, Mitos'tan Logos'a, Anadolu'nun Sözü, Yedi Tepe Anadolu, Binbir Mevlana sayılabilir.

Atölye İçeriği

1
Abonelere özel

Mesnevi / Önsöz 1 – Aşka Aşık

Aşkın rengi kırmızıdır. Anadolu'da aşka aşık çok can vardır. Bu aşkların en derini, en yükseği elbette ki Hazreti Mevlana'dır. Bu bağlamda, Hz. Mevlana'nın aşk dili ve aşk yaşantısı ile tasavvufun bütün dinamiklerini, olanaklarını kullanarak yol alacağız.
2
Abonelere özel

Mesnevi / Önsöz 2 – Kınayanın Kınamasından Kınanmamak

Tasavvufun olduğu yerde Hoca-Öğrenci, Mürşid-Mürid yoktur, talep edene Talebe denir ve otorite talep edendedir. İhlas Yaradanla Kul arasındadır ve buraya hiç kimse ve de hiç bir şey giremez. Bu bölümde bahsi geçen "Kınayanın Kınamasından Kınanmamak" Maide suresinde geçer. Bunu başarabilmek için kendini çok iyi bilmek gerekir; gelen sözden alınıyorsan daha temizliğini tamamlayamamışsındır. Bu yüzden kendimizi güzelleştirelim ki dünyamızın üzerindeki kiri pası da ortadan kaldırabilelim. Kalp kırmayalım ve daha önemlisi kırılmayalım.
3
Abonelere özel

Mesnevi / Önsöz 3 – İlham ile Bilme Hali

Bazen irfan, bazen ilham ve çoğu zaman da beyan ile gelen bilgileri hep beraber dinleyeceğiz. Ne kadar dinlersek, o kadar ân adı verilen duraklarda dinleneceğiz. Ne kadar dinlenirsek de, o kadar demleneceğiz.
4
Abonelere özel

Mesnevi / Önsöz 4 – İhsan

İyiliğe iyiliği herkes yapar. İyiliğe kötülüğü şer kişi yapar. Tasavvuf ehli ise, kötülüğe karşı iyilikler yaparak er kişi olur, Muhsin olur. "En büyük ihsan, kötülüğe karşı iyiliktir." İhsan; bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini hem bilmek hem de en doğru, en güzel şekilde yapabilmektir. Mahlukatın varlığı Yaradan'ın varlığının aynasıdır. Her ne görüyorsak onlar da birer aynadır. Yaradan nezninde her şey birbirine muhtaçtır.
5
Abonelere özel

Mesnevi / 18 Beyit – Birinci Beyit

Hz. Mevlana'nın Mesnevi'sinin ilk beyitini hep beraber dinleyeceğiz. Neye ihtiyacımız varsa, Mesnevi vasıtasıyla bize ilham olacak ve yine hep beraber bu ilhamdan faydalanacağız. Mesnevi'nin tamamı ilk 18 beyitte, ilk 18 beyitin tamamı ilk beyitte, ilk beyitin tamamı ilk kelimede ve o ilk kelimenin de tamamının ilk harfte saklı olduğunu göreceğiz.
6
Abonelere özel

Sözler Hakikat Değildir

1. beyit ile devam ediyoruz. bişnev în ney çün şikâyet mî kuned ez cüdâyîhâ hikâyet mî kuned dinle bu neyi ki şikayeti vardır ayrılıklardan hikayesi vardır “Dinle”, “oku” emrinin karşılığıdır. Okunanı dinle, evrenin derin sesini dinle, kendini dinle. Dinlersen aslını bulursun, teferruatlardan kurtulursun.
7
Abonelere özel

İnsanlıktan Uyanmak

Bu bölümde 2. ve 3. beyitlere geçiyoruz. kez neyistân tâ merâ bübrîdeend der nefîrem merd ü zen nâlîdeend kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan kadın erkek ağlayıverdi Ney kâmil bir insandır, asıl memleketini, cenneti hatırlamaktadır. İnsan da cennetten dünyaya düşmüş, içi yanmış, soğuk sıcak derdiyle tanışmış, toza toprağa bulanmıştır. Dünya zor bir yerdir. Bunalır insan, feryad eder, şikâyet eder. Çünkü asıl vatanını arzulamaktadır. Ney kadını da ağlatır, erkeği de. Onlara öz hikâyelerini hatırlatır. Yanık yanık anlatır, tiz perdelere çıkarak anlatır. Ney de gariptir ve garipler garipleri bulurlar, dinlerler birbirlerini. sîne hâhem şerha şerha ez firâk tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk ayrılıktan yanmış yarılmış yürek isterim aşk derdini anlatabilmek için Öyle aşık olduk ki biz, onsuz vakit geçiremez olduk. Deli olduk, mecnun olduk, meczup olduk. Kınadı bizi herkes, ayıpladı; deli oldu garibim, âşık dediler. Ama asıl o zaman anladık biz kim olduğumuzu. Şerha şerha yarılmıştık, garipleri anladık, kendimizi anladık. Kanatlanmıştı gönlümüz artık, ne deseler duymazdık; kulak asmazdık aşksızlara, sevdasızlara, sevgisizlere. Aşkın verdiği yüceliği başka ne verirdi ki?
8
Abonelere özel

Kırılmamak Önemlidir

Bu bölümde 4., 5. ve 6. beyitleri dinliyoruz. herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş aslından uzak kalan herkes arar kendi vatanını, vuslatının rüzgarını Her kim aslından ayrı ve uzak olur ise o kavuşma zamanını bekler durur. Herkes ayrılmış, herkes uzak kalmıştır. İçimizde derin sancılar var. Hayrettir, kendi kendimizi bile terk ediyoruz. Ruhumuzun tenimizde misafir olduğunu düşünürsek, her misafir gibi o da ayrılıp gitmeyecek mi? Ruh asıl vatanına, kopup geldiği yere dönmeyecek mi? Dönmek istemez mi? men beher cem"iyyetî nâlân şudem cüft-i bed-hâlân ü hoş-hâlân şudem her yerde ağladım ben iyiler ve kötülerle oturup kalktım ben Gülme yeri değil dünya, herkes ağlar, her doğan ağlar, her ölene ağlanır. Ney de her yerde ağlar, her mecliste yanık sadalar çıkarır. Herkesle beraber ağlar, iyilerle de kötülerle de. Ney gibi ol sen de ey nefsim, olgunlaş biraz ki rahatla, herkes rahatlasın. herkesî ez zann-i hod şud yâr-i men ez derûn-ı men necüst esrâr-i men dostum oldu herkes kendi görüşünce içimden sırlarımdan lakin haberdar olmadı İyi gün dostlarım vardır, elden ele gezerken yanımdadırlar. Kötü gün dostlarım vardır, Allah onlardan razı olsun, zor günümde yanımdadırlar; avutur, teselli eder, yardımcı olurlar. Lakin hikâyemin hepsini benden iyi bilen var mı; azaplarımı, dertlerimi?
9
Abonelere özel

Kulum, Kaderin Ne Olsun?

6. beyitle devam ediyor, ardından 7, 8, 9, ve 10. beyitleri dinliyoruz. sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist lîk çeşm u gûşrâ ân nûr nîst benim sırrım feryadımdan uzak değil lakin her gözde ve kulakta o nur var değil Göz duvara takılır, kulak mesafeye; lakin nur takılır mı uzay boşluğunda herhangi bir engele. O halde ya uzaya çık ya da uzayı getir yanına da nurdan nasipsiz kalma. ten zi cân vü cân zi ten mestûr nîst lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst canda ten, tende can gizli değil canı görmeye kimse izinli değil Neyin sesi kamıştan ayrı değildir, ancak o kamıştan o ses çıkar. İnsanın maddi tarafı da ruhundan elbette ayrı değil. Ruh bedene emanet, beden ruha kıyafettir. âteşest în bang-i nây ü nîst bâd her ki în âteş nedâred nîst bâd neyin sesi ateştir hava değil bu ateş kimde yoksa yok ola Neyin sesi ateştir, karşılığı da ateş. Uyandırdığı duygular yakıcı ve dağlayıcıdır. Neyi dinleyip de yanmamak mümkün mü? âteş-i ıskest ka"nder ney fütâd cûşiş-i ışkest ka"nder mey fütâd aşkın ateşidir neyi yandıran aşkın ateşidir meyi kabartan İnsan aşk hamurundan yaratılmıştır, her zerresinde sevgi ve rahmetin izleri vardır; Yaratıcının kullarına olan merhamet ve muhabbetin nişaneleri vardır.
10
Abonelere özel

Zehir ve Panzehir

11, 12 ve 13. beyitleri dinliyoruz. ney harîf-i her ki ez yârî bürîd perdehâeş perdehây-i mâ dirîd ney dostundan ayrılmışların arkadaşıdır perdeleri, perdelerimizi açmıştır Ney yeni bir dostumuzdur, acımızı azaltmaya çalışır. Yenidir ama ince düşünceli bir kişidir. Bir perdeden diğer perdeye, bir makamdan başka makama geçer; avutur bizi, yeni şeyler söyler, eskileri hatırlatır. Alır götürür bizi semalara, yükseklere, aydınlıklara. Kapanan perdelerimizi açar, yeni perdelerin açılmasına vesile olur; bizi halden hale, makamdan makama seyrettirir. hemçü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd hemçü ney demsâz ü müştâkî ki dîd ney gibi hem zehir hem panzehir olanı kim görmüş hem özleyen hem sır saklayanı kim görmüş Dost bizi sever, hatamızı söyler hiç çekinmeden yüzümüze lakin kara günde de yanımızdadır. Onun verdiği zehri seve seve içeriz biz, çünkü hemen panzehrini de verir. ney hadîs-i râh-i pür mî kuned kıssahây-i ışk-ı mecnûn mî kuned çok kanlı bir yoldan bahseder ney ve mecnunun aşkının hikayelerinden Yolun kolay olduğunu kim söyledi sana? Zahmetsiz rahmet olmayacağını boşuna mı söylemişler? Yolda yürümeyenin bir yere vardığını kim görmüş?
11
Abonelere özel

Dile Kulaktan Başka Müşteri Yoktur

Her bir beyit birer duraktır, birer menzildir. Her bir menzile dinleye dinleye geldik. Dinlenmesini de bilmeliyiz, ardından demlenmeye doğru yol almasını da... Bu bölümde Mesnevi'nin ilk 18 beyitinin 14.beyitine ulaştık. mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst bu aklın mahremi şuursuz değil dile de kulaktan başkası müşteri değil Der ki; keşke kulak müşteri olsa dile, keşke dil sesini duyurabilse kulağa. Keşke dil hep doğru söylese, kulak hep güzeli işitse.
12
Abonelere özel

Alim, Arif, Abid ve Aşık

15.beyitteyiz. Bu beyitte makamlar ele alınır. Alim tarif eder, bildiklerini anlamlandıran Arif olur, beden ve sözle dile getiren ise Abid'dir. Abid, hem Arif hem Âlim'dir. Âlim ve Abid tarife gider, Âşık ise tarif edilir. der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şud rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şud gamımız uzadı birden günlerce sürdü acımız günlerle yoldaş oldu. Der ki; gam, yol arkadaşımızdır bizim. Dertler, dert ortağımızdır. Sürgünler dostumuzdur, ayrılıklar arkadaşımız. Vefasızlık sevimli bize artık, cefalar yoldaş. İhanet bize kâr etmiyor artık, üzmüyor bile.
13
Abonelere özel

İkra

Bu bölümde 16, 17 ve 18.beyitleri dinleyeceğiz. Biz Mesnevi'den dinliyoruz, ancak Mesnevi de Kuran-ı Kerim'den dinledi. Dervişler, Sufiler kanlı yoldan bahsederler. Onları iyi dinle. Gül'ün yapraklarını tek tek koparsan da Gül yine Gül'dür ve şükreder. Yüzün gülsün cancağızım. Başına gelen şeyin aslını bil ki şikayet etmeyesin. Vardır bir hikmet diyesin. rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst tû bimân ey ânki çün tû pâk nist geçsin günler geçecekse geçsin sen var ol heman ey temiz insan Der ki; geçsin günler, nasıl geçmek isterlerse öyle geçsinler. Ey olgun insan, sen var ol. Sen var oldukça günlerin nasıl geçtiği o kadar önemli değil. Sen bir dağsın, sana bakar yeniden güçleniriz. her ki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd her ki bîrûzîst rûzeş dîr şüd suya kanar herkes balıklar susar kim ki nasipsizdir rızkı hep gecikir Der ki; haberin var mı senin güneşten, günün tam ortasında olduğun halde, herkes sıcaktan terlerken. Tepsi gibi olmuşken bile görmüyorsan ayı, ne diyebilirim ben sana. Balık gibiysen, suyun içinde suya hasretsen ne söyleyebilirim. der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm pes sühan kûtâh bâyed vesselâm hamlar pişkinden anlamaz hiçbir zaman kısa söylemek lazım o zaman, vesselam Ve 18 beyitin sonuncusunu da dinledik şükür. İlk beyitin ilk harfi B ile başlar (Bismillahirrahmanirrahim) Son beyitin son harfi M ile biter. Elif başlatır, Mim kapatır. Başlangıç ile kapanış arasındaki yol Lam'dır. Hu.

Üye Ol

Eğer tüm içeriklere ulaşmak ve atölyelerin tamamını izlemek istiyorsanız, üye olabilirsiniz.

Parola sıfırla